Hakkımda

Fotoğrafım
hiçbir zaman eşkenar üçgenin dik açılarının toplamı ilgimi çekmedi.İlgimi çeken tek şey aramızda sinsice yaşayan pezevenklerdi....

15 Eylül 2011 Perşembe

tiki concon

   Kavimler göçü esnasında hangi genetik aşınmalara maruz kalındı da bu ''tiki''dediğimiz insan güruhu türedi?Fakat görüşüm odur ki,mevsime aykırı giyinmekten nesilleri giderek tükenecektir..Her yaştan ve cinsiyetten tikiyle yaşıyoruz elbet,ancak beni en çok genç tikiler cezbetmektedir.Türkçede bunları ne karşılıyor?Süslü?Kokoş?Bulamıyorum.Yok,tiki en yakışanı galiba.Ama toplumun her katmanına aktığı için kavram,ben bir genelleme yapacağım bu tanıma;zenginliğe özenme,konfor ve marka tutkusu var içeriğinde sanırım.Ancak tikilik bir duruş,bir yaşam biçimi halini aldığından her sınıfta karşılığını,kişisini bulmuş ve belki de zengini fakirden ayıran  da bir çizgi yakalamıştır.Her sınıfın tikisi kendine....
     Bir gencin sahip olduğu şeyler ayağına giydiği o kaba saba çizmelerden,burberry fulardan,parfümden(özellikle weekend çoşmuştur çosturmuştur),zara, mango,berska,blackburry telefon ve fotolara verdikleri pozlardan ibaret olamaz.Konuşurken hangi alfabeyi kullandıklarını anlayan varsa anlatsın.Elf alfabesi!''fatal yane,direkt yivrençç'',''dehşebilite ortam yıkılıyoo'',''caddeye akalım tatliş'',''ziyan bi tip ashk falan yane'',''starbucksım geldi''.Ha bir de, oha falan olmak en vazgeçilmez cümleleri.Anlayabilene dahası katlanabilene aşkolsun!
    Hayatımıza renk kattıkları doğru.Ama onların renkli mi hayatları,şüphelerim var.Çünkü çabuk sıkılıyorlar.Ortamlara akmak.....
    Paris Hilton,Helin Avşar,Demet Akalın olmasa n'apardık?Toplumsal,evrensel sorunlar yerine ilgi odağı yalnızca kendileriyle ilgilenmek olan  bu insan türünün geleceği hakkında ne düşüneceğimi bilemiyorum.Biraz kitap okusalar...çekiciliğin fizik görüntüyle değil de beynin elde edebileceği bir edinim olduğunu kavrayabilseler keşke...
     Yalnız havalı,güzel giyinmeyi seven insanlarla da karıştırmayalım...Kendine has tarzın kişisi olmak,birilerinin fotoğraflarına bakıp aynılarını üzerine geçirmekten çok başka bir şeydir.Fakat arz-talep esası kadın erkek ilişkilerinde de büyük rol oynadığına göre,bu tayfanın hangi arzı karşıladığını da merak etmiyor değilim.....
      Bir an önce tikilik denen yoldan dönsünler yoksa daha çookk mollped reklamına konu olurlar.Nokta.

14 Eylül 2011 Çarşamba

dizi manyaklığı..

   Saatlerce dizi filme konsantre olabilen insanlara özel bir hayranlık duyuyorum.Bıkmadan.Usanmadan.Yüreği daralmadan.O kızların bahçe hortumuyla gırtlaklanılası ağlama zırıltılarına dayanabildikleri için.Saygı duyuyorum.Ruhsuz,etsiz kemiksiz,dişilikten uzak, rol  yapamamalarına bile ellerinde olsa oskar  verecekleri için takdir ediyorum ben bu seyirci kitlesini.Yıllarca süren kıitpiyoz bir öykünün peşini bırakmamaktaki kararlılıkları için,ne kadar hayranlık beslesem az .
   Yıllar yıllar önce Maria Mercedes'ler vardı.Ben diyeyim150,sen de 200,yalanıyla 500 bölüm.İzlemeye doyamazsın.Juan Carlos'la yatar sürtük!hamile kalır.Şaşkınlıktan küçük dilini yutar.100 bölüm hamile gezer.Çocuk doğar.Doğum esnasında kaybolur.Babasını bilmeden büyüdüğü gibi,anasını da bilmez yavrucak.Vay arkadaş,böyle talih mi olur?Ablam Maria Mercedes gibi davranmaya başlamıştı.Hamileliğini epey gizlediydi enişteden,sırf adrenalin olsun diye....
    Hele Ezel'i seyrederken yanında not defteri taşımayıp kayıt tutmazsan kaçırdın ki,o kadar olur.Bitti de kurtulduk.Ali Kaptan'ın şizofren tutarsızlığına hala iç geçirip'aynı benimki'diyen kadın güruhu asla adam olmaz ve olmayacak.Bir diziye kapağı atan kadro işi bozulunca başka bir diziye yine kadro olarak geçmiyorlar mı,sürmenaj düzeyim artıyor,inanır mısınız?Çarşıya yalnız çıkamayan kadınlar gibi.Bunlarda yalnız oynayamıyorlar.
    Tutucu kanallara iş yapan ekiplerin,o rüküşlük şöleni giysilere verdiği paraya acıyorum.Somali'de kaç çocuk doyar?
    Üç kuruş para kazanınca götü kalkan oyuncuların,iyi projelerde yer almak istiyorumlu röportaj vermeleri...bakalım iyi projeler seni isteyecek mi?Daha geçen yıl on beşinci yan roldeydin..N'oldu görüşmeyeli?Hep bir ahbap-çavuş ilişkisi.Ekip, diziden biraz para kazanınca aynı yüzlerle film çevirmeler.Tek filmlik fısıltı gazetesi reklamıyla oyuncu sıfatına bürünenler... şunu söylemek isterim;tercih edileceğiniz kitleyi iyi belirleyin..Salak subuk işleri alkışlayanlar,oynayanı değil,oynatıcıyı alkışlayanlardır...Sapla samanı ayırt edemez onlar...İlgileri çabuk dağılır...Magazin malzemesi olmazsan işini bitirir...hiç acıması yoktur...japon balığı gibi ne versen yer...ama sadece yer,algılamaz...akvaryuma atılan yem olduğunu unutmamalı...gelecek için bir şeyler yapmalı...ya da şu Kuzey-Güney'i mi seyretsem?.....Hazır manyaklaşmışken eskiden jack vardı,dallas vardı,küçük ev vardı..onları da güncelleyin de darılmasınlar...

11 Eylül 2011 Pazar

Kedi ruhu

     Keşke diyorum, kedilerin ruhunu biraz örnek alabilsek.Arkadaşımın kedisini izliyorum günlerdir.Gerçek bir dişi!Deforme olmamış,yabanıl ve içten, yüksek bir ruh.Kedi ruhlu kadın!Kadınlar.Evet hayalim budur.Kadınların bir gün dişi kedileri anlamaları.
     Sahipleriyle yaşadığı evin tek hakimi.Herkes figür o başrol.Sevilmeyi değil,sevmeyi seven şirin yaratıklar.Sevmesini istediği insanın yanına sokulup mışıl mışıl uyuyor yalnızca.Resmen hissediyor bunu.Sevgideki güveni.Kim gerçek kim sahte.Anlayabiliyor ne garip.Dünya onun etrafında dönüyor.Yabancı bir eve götürüldüğünde bile o evin efendisi olmayı başarabiliyor.Mağrur.Müdanasız.Her an terk etmeye hazır.Kolay bağışlamayan,kindar ve özgür ruh uçuşta.Asla tersine okşamaman gereken tüyler.İstekleri yerine gelmediğinde gözdağı vermekten aldığı keyifle sinsice ulaşılan emeller.Gözüne kestirdiği hedef ne olursa olsun yolundan dönmesi imkansızdır.Yemek ve konforla asla satın alamazsınız.Uyku ve güvenle belki.Kötüleri kokularından bilir.Çünkü kötüler kötü kokar.Tehlikeyi önceden sezecek kadar duyarlıdır.Evine aşık,evinin koruyucusu ve bekçisidir.Oyuncak olmaz ancak oyuna bayılır.
      Tüm bu özellikler insan  dişilerde de olsaydı ne güzel olurdu.Geçen yıl gittiğim  hastane aciline dayaktan bilincini yitirmiş olarak bir kadın getirilmişti.Saatler sonra durumu normale döndüğünde şikayetçi bile olmamış,üstelik gözü kapıda o adamın yolunu beklemişti.Her şeyden biraz yaşamak için çöpe atılan hayatlar...Biraz konfor,biraz güven,biraz sevgi...
       
Keşke kedileri anlayabilseydik...Adı neydi arkadaşımın kedisinin?Pıtır.Gerçek dişi.....
                                                                                                                              sevgiyle....