Hakkımda

Fotoğrafım
hiçbir zaman eşkenar üçgenin dik açılarının toplamı ilgimi çekmedi.İlgimi çeken tek şey aramızda sinsice yaşayan pezevenklerdi....

4 Nisan 2012 Çarşamba

Tekne kazıntısı

         Tekne kazıntısı olan var mı?Ne sevimsiz bir betimlemedir öyle!Kendimi bildim bileli tekne kazıntısı söz öbeğinin benim için uydurulduğunu düşünür dururum.Yapıştı  üzerime.Babadaki son spermler, annenin az daha menapozal döneme giriş yapacak yumurtasını şans eseri dölledi miydi,sen de benim gibi tekne kazıntısı olursun.Son dakka golü .Hayır ne gereği vardı diyecek yerde  değilim bittabii.Bizimkilerin yaşlarına gelince babam 48,annem 40'ındaymış.Belki günümüz için normal olabilirdi ,kardeşlerimle aramda uçurum yaşlar bulunmasaydı.Ben doğduğumda, büyükten küçüğe şöyle sıralanıyordu evdeki kardeşlerim;23,13,12.Bayaa şenlikli bi ortam aslında.Her kafadan ayrı çıkan sesler ve kundaktaki kopil.
         Tekne kazıntısı oldun muydu,yediğin boklar gündem yaratmaz,ilgi çekmez.Rahat rahat yaşar gidersin.Dilediğince konuşur ve zırlanabilirsin.Fakat tek bir  dinleyici bulamazsın.Gelecekteki planların akşam yemeğinde ne yiyeceğiz sorusu kadar meşgul eder zihinleri.Hastalandığında herkes doktor kesilir.Aspirin ve tendürdüyotla hayata karşı bağışıklık sistemin artar.Durum pek matah olmasa da muameleye alışır,özgürlüğün tadını çıkarırsın.Tekne kazıntıları yemek seçmezler,her koşulda yaşamayı başarırlar.Gidin en az dört çocuklu ailelere bakın ;ilk çocuk, babasının onu ne kadar baskı altında bunalttığından,göz açtırmadığından yaşamını kabusa çevirdiğinden dem vurur,içlenir,gözleri buğulanır falan..Ama en küçüğü dinleyin,demokratik ve özgürlükçü babadan söz ederek büyük kardeşin şaşkınlıktan dilini yutmasına neden olur.Baba aynı babadır,ruh aynı ruh değildir.Genişlemek,medeniyetten ziyade,bıkkınlık,bezmişlik oturmuştur babanın kafasına...
         Çocuk büyütmekten yılmış ebeveynlerim,okula başladığımda bekledikleri başarıyı gösteremeyince, yetiştirmesi için kardeşlerimden 12 yaşında olan oğlana gözleri kapalı emanet ettiler beni.İlk işi kopya çekmemi öğütlemek oldu.Arkadaşın ne yapıyorsa sen de onu yap!Yaptım.Yanımda oturan Ömer'in anneanesine mektup yazdım bende.Anneanneciğim,seni çok özledim!Yaz tatili başlayınca yanına geleceğim...Salak,senin anneannen var mı?Yok!Öldü.Arkadaşın ne yapıyorsa  aynısını yap demedin mi?Dediysem n'olmuş?Mantığını kullan sen de anneanne yerine babaanne yaz!Araklandın işte öğretmene,artık gözü üstünde olur.Karda yürü izini belli etme.Tamam!
        Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmazmış!Doğrudur!Okumayı  küfürlü kelimelerle öğretiverdi  çarçabuk.Sınıftaki çocuklardan önce bok ve göt yazabiliyordum.Sonraki hayatımı benzer denklemler üzerine kurmakta pek bi maharet kazandım.Diğer iki kardeş, okul-evlilik için evden ayrılınca ikimiz yıllarca aynı odayı paylaştık.Yaz gelince annem  havluyu,terliği çantaya teptiği gibi ikimizi Süreyya plajına gönderirdi.Sahil güvenlik turuncu donum sayesinde kaç kez kurtardı hatırlamıyorum.Abim o sırada manitalara feyk atmakla meşgul olurdu..Kapalıçarşı'da kaybolmuştum da,polis amcaların götürdüğü karakolda sırf inme insin diye şaka yaparken,bu bizim kaybettiğimiz çocuk değil demişti..
      Başının çaresine bakmaktır tekne kazıntılığı.
      Günlerden bir gün annemle babamın bilmiyorum hangi nedenden Ankara'ya gideceği tuttu.Abim'e sıkı sıkı tembihler!Oğlum,sabah işe giderken mutlaka kardeşini uyandır.Kahvaltısını hazır et!Okula öğlen gidecek ama ,sabah uyandırmayı sakın unutma!Uyuyakalır valla.Geç yatmasın.Biz iki güne döneriz.Annemlerin yola çıktığı gün gidebildim okula bir tek.Ertesi günler şöyle gelişti:o akşam işten eve geldiğinde,hadi fıstığım hazırlan kebapçıya gidelim,dedi..Bayılırım!Çıktık.Tıka basa enfes yemeğimi yedim.Dedi ki,boş ver eve dönmeyi,gel çiçek pasajına gidip iki kafa dağıtalım.Kafa dağıtacağım yaş 11.Gittik.Orada tanıdığı müdavimlerle zurna oldu.Göztepe'deki evimize döndüğümüzde saat sabahın 4'üydü.Bak saati kurup boş tencereye koyacağım,gürültüsünü duy ha!Annemi hoylatma bana!Akşam işten dönünce dışarı çıkarız yine.Tabii ben o gün akşama kadar uyudum.Aynı günün gecesi diskotekte oyuncak bi ayıyla sabahladım.Ertesi gün tencerenin içinde çınlayan saati zinhar duymadım.Okula gidemeyişimin ikinci günü de böylece sonlanmış oldu.Annemler geldiğindeyse kol gibi yalanlarımızı çoktan hazır etmiştik bile.İnandılar.
        Tekne kazıntısıysan yaşlanan anne-babanın ömrü senin büyümeni de beklemez.İşin en güzel tarafı çocuğuna paranoyalarla hayat kurduran bir ebeveyndense,hayatı siklemeyen bi abiyle yaşamak çok daha zevkli,bunu itiraf etmeliyim.Ekstrem maceralara imza atmak farklı kılıyor insanın ruhunu inan!Gelişiyor,büyüyor,şaşırma duygunu kaybediyorsun.Görüyor,ayıklıyor,işine geleni yaşıyorsun.En küçük olmanın avantajları saymakla bitmez.
        Diğerleri gibi sıradan bir hayatı yaşıyorsun belki ama,ayırttığın yer kesinlikle ön sıradan oluyor..
       Sen sen ol tohuma kaçmadan yap yapacağını..sonra arkandan konuşan tohumların olur böyle...