Hakkımda

Fotoğrafım
hiçbir zaman eşkenar üçgenin dik açılarının toplamı ilgimi çekmedi.İlgimi çeken tek şey aramızda sinsice yaşayan pezevenklerdi....

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Alıngan insan sevmem

     Alıngan   insanı sevmem ben.
    Zihnimin terazisini işletip dururlar boş yere. Ölçü biçi. Samimiyetim nerede? Konuşurken 50 kere düşünmem lazım. Hay allah yanlış anlamışsın demekten helak ettin beni. Naif sözcüğü  atfedilir hani böylelerine. Üflesen uçuverecek ruhun sahibi var karşında. Yanlış be!  Naif kelimesinde saflığın, acemiliğin korumasında sempatik gelir kulağıma. Sanatçı, yorumcu, doğacı  bir kişilik algılarım  naifi. Amma  alıngan, dümbeleğin önde gidenidir. Hem beni kıçıyla dinleyip yanlış anlar, hem de zaten  anlamak istemez. Bal olsa yemezsin böylesini. Yok mu etrafında? Dolu! Üstelik en yakınındadır  o. Gülümser ve sevimli bir taraf ararsın katlanabilmek için. Bulamazsın.
     Sosyal medyada  sürüsüne bereket aforizmalar yayınlanıyor  ya böyle iç bayıltan. ''Ben ona buna adam demem  insan demem, onu bunu yapmadıktan gayrı'' falan diye. Gülüyorum inan  münasip bir yerimle. Sanki herkes çok mükemmelmiş gibi. Neye hizmet ediyor bu aforizmalar?  Mükemmellik insanın doğasına aykırı bir defa. Öyle ya insan kendine en yaramayan en boktan yaşamı  model almış. Hiç bir halta yaramasa da döngü aptalca devam ediyor. Senaryo hepimiz için geçerli.  Doğuyor, büyüyor, okula gidiyor, evleniyor, ürüyor, çalışıyor yaşlanıyoruz  vs. Yaşama yöntemimiz  kültürden kültüre değişiklikler gösterse de genellikle aynı. Bunun dışında bir yaşam modeli geliştiremiyor örneğin insanoğlu. Toplum yasalarına  yeni, farklı maddeler ekleyemiyor. Eşcinselleri görmezden geldiğimizde, onlara yaşam alanı açtığımızı falan zannediyoruz. Mükemmeliz biz!
     Eğitim dediği tek tip insan yetiştirme modeline bak hele. Sadece yöneteceklerin ve seçkinlerin  eğitildiği, diğerlerinin kalanı pay etmek uğruna ölümüne rekabet ettiği amele dünyası. Üniversite bitirsen kaç para. Düzene uyduktan sonra. Efendime söylim ,evlilik ve üreme konusunda koruyucu önlemler alamıyoruz değil mi? Akıllı-deli demeden tüm insanlığın evlilik ve üremesini onaylıyoruz. Kişiye özel, verimli koşullar, sistemler  geliştiremiyoruz.  Atalarımızın yaşamını devam esası, bize bir yere vardırmasa da ihanet etmiyoruz. Boşluğa düşen insanın zihninde,   aforizmaların o  affetmeyen, o yıkan, o öyle değilse böylesin sesi  mükemmelliğin formülünü bulmuş gibi cır cır ötmüyor mu? Gelsin armudun sapı üzümün çöpü.
       Oysa tam da tersi olarak, karşısından  mükemmel davranışlar, sözcükler beklemeyen ve  herkesi olduğu gibi kabul eden kişi  benim gözümde  makbul insandır. Kirlenmiş, aklanmış paklanmış, ne fark eder? Etmez!
       Erdem denen şeyin ne olabileceği konusunda çok düşündüm. Erdem, bir şeyi çok istemene rağmen yapmamak mı? Bu olmamalı! Erdemin  anlama yeteneği olduğuna karar verdim. Öyle olmalı , çünkü yalan söylememek erdem olamaz. Söylüyor. Susmuyor  insan yalan söylüyor. Neden yalan söylendiğini anlayabilmek erdem. Bataklık kurutulunca çiçekler de açacak. Yalan söylüyorsa, sebebi kim? Sana söylüyor!
    Ön yargısızlık. Alınmama. Aşılmaz ön yargısına prensip adını verenlere ayrıca  uyuz oluyorum. Kısa sürede prensipleriyle baş başa bırakmaya bayılıyorum kendilerini...Olduğu gibi kabul edemediğim grupta  alıngan, kırılgan ve mükemmelliğine dünyanın yuvarlaklığı kadar inanmış olanlar var. Terk etme, kaçma sebebi benim için.
      Toplum olarak nası bir yere geldiğimize hayret bile edemiyorum gerçekten. Aslında eskiden nasıldı, onu da kestiremiyorum ya...
      Erdemin  nirvanasında. Yalan söylemiyorum dese de övüngen, kendine milyonlarca yalanı hayasızca sıralıyor. Sen mükemmelsin. Ve bu mendeburlar seni hak etmiyorlar. Hayatta bir yerlere gelemediysen seni hor gören bu insanlardır sebebi. Sana kalsa neler yapardın...çünkü sen iyi, dürüst, zeki, lider ruhlu güzide bir varlıksın. Bunu bilmeli ona göre davranmalı herkes!
     En lezzetli yemeği yapan kadınlardan, rakiplerini alt eden güçlü erkeklerden ve bunların dahi zekasına sahip yavrularından bıktım  usandım. Yemek olmamış diyemezsin . İş yerinde  on para etmez adamın tekisin de diyemezsin. En fazla çocuğunuz zeki ama çalışmıyor cümlesini kurabilirsin. Onun için benim tatlı okurum, şunu söylemek lazım; hadi naş!
     Etrafımda alıngan insana yer yok.
     Alıngan yeri geldiğinde kendi egosunu kaşımak için, sen orada yokmuşsun gibi davranandır. Sevgisi, ilgisi sahtekardır. Biraz kafayı çalıştır göreceksin.
     Hayat kısa. Bu değerli kavramın içini  gerçek insanla doldurmalı. Doya doya gülmeli ve zevk almalı sevmekten. Sana kusurlarını gösterenlerden kaçma bir de...
       Bırak ta adam lafını bitirsin!
                                                                                                                           sevgiyle...