Alıngan insanı sevmem ben.
Zihnimin terazisini işletip dururlar boş yere. Ölçü biçi. Samimiyetim nerede? Konuşurken 50 kere düşünmem lazım. Hay allah yanlış anlamışsın demekten helak ettin beni. Naif sözcüğü atfedilir hani böylelerine. Üflesen uçuverecek ruhun sahibi var karşında. Yanlış be! Naif kelimesinde saflığın, acemiliğin korumasında sempatik gelir kulağıma. Sanatçı, yorumcu, doğacı bir kişilik algılarım naifi. Amma alıngan, dümbeleğin önde gidenidir. Hem beni kıçıyla dinleyip yanlış anlar, hem de zaten anlamak istemez. Bal olsa yemezsin böylesini. Yok mu etrafında? Dolu! Üstelik en yakınındadır o. Gülümser ve sevimli bir taraf ararsın katlanabilmek için. Bulamazsın.
Sosyal medyada sürüsüne bereket aforizmalar yayınlanıyor ya böyle iç bayıltan. ''Ben ona buna adam demem insan demem, onu bunu yapmadıktan gayrı'' falan diye. Gülüyorum inan münasip bir yerimle. Sanki herkes çok mükemmelmiş gibi. Neye hizmet ediyor bu aforizmalar? Mükemmellik insanın doğasına aykırı bir defa. Öyle ya insan kendine en yaramayan en boktan yaşamı model almış. Hiç bir halta yaramasa da döngü aptalca devam ediyor. Senaryo hepimiz için geçerli. Doğuyor, büyüyor, okula gidiyor, evleniyor, ürüyor, çalışıyor yaşlanıyoruz vs. Yaşama yöntemimiz kültürden kültüre değişiklikler gösterse de genellikle aynı. Bunun dışında bir yaşam modeli geliştiremiyor örneğin insanoğlu. Toplum yasalarına yeni, farklı maddeler ekleyemiyor. Eşcinselleri görmezden geldiğimizde, onlara yaşam alanı açtığımızı falan zannediyoruz. Mükemmeliz biz!
Eğitim dediği tek tip insan yetiştirme modeline bak hele. Sadece yöneteceklerin ve seçkinlerin eğitildiği, diğerlerinin kalanı pay etmek uğruna ölümüne rekabet ettiği amele dünyası. Üniversite bitirsen kaç para. Düzene uyduktan sonra. Efendime söylim ,evlilik ve üreme konusunda koruyucu önlemler alamıyoruz değil mi? Akıllı-deli demeden tüm insanlığın evlilik ve üremesini onaylıyoruz. Kişiye özel, verimli koşullar, sistemler geliştiremiyoruz. Atalarımızın yaşamını devam esası, bize bir yere vardırmasa da ihanet etmiyoruz. Boşluğa düşen insanın zihninde, aforizmaların o affetmeyen, o yıkan, o öyle değilse böylesin sesi mükemmelliğin formülünü bulmuş gibi cır cır ötmüyor mu? Gelsin armudun sapı üzümün çöpü.
Eğitim dediği tek tip insan yetiştirme modeline bak hele. Sadece yöneteceklerin ve seçkinlerin eğitildiği, diğerlerinin kalanı pay etmek uğruna ölümüne rekabet ettiği amele dünyası. Üniversite bitirsen kaç para. Düzene uyduktan sonra. Efendime söylim ,evlilik ve üreme konusunda koruyucu önlemler alamıyoruz değil mi? Akıllı-deli demeden tüm insanlığın evlilik ve üremesini onaylıyoruz. Kişiye özel, verimli koşullar, sistemler geliştiremiyoruz. Atalarımızın yaşamını devam esası, bize bir yere vardırmasa da ihanet etmiyoruz. Boşluğa düşen insanın zihninde, aforizmaların o affetmeyen, o yıkan, o öyle değilse böylesin sesi mükemmelliğin formülünü bulmuş gibi cır cır ötmüyor mu? Gelsin armudun sapı üzümün çöpü.
Oysa tam da tersi olarak, karşısından mükemmel davranışlar, sözcükler beklemeyen ve herkesi olduğu gibi kabul eden kişi benim gözümde makbul insandır. Kirlenmiş, aklanmış paklanmış, ne fark eder? Etmez!
Erdem denen şeyin ne olabileceği konusunda çok düşündüm. Erdem, bir şeyi çok istemene rağmen yapmamak mı? Bu olmamalı! Erdemin anlama yeteneği olduğuna karar verdim. Öyle olmalı , çünkü yalan söylememek erdem olamaz. Söylüyor. Susmuyor insan yalan söylüyor. Neden yalan söylendiğini anlayabilmek erdem. Bataklık kurutulunca çiçekler de açacak. Yalan söylüyorsa, sebebi kim? Sana söylüyor!
Ön yargısızlık. Alınmama. Aşılmaz ön yargısına prensip adını verenlere ayrıca uyuz oluyorum. Kısa sürede prensipleriyle baş başa bırakmaya bayılıyorum kendilerini...Olduğu gibi kabul edemediğim grupta alıngan, kırılgan ve mükemmelliğine dünyanın yuvarlaklığı kadar inanmış olanlar var. Terk etme, kaçma sebebi benim için.
Toplum olarak nası bir yere geldiğimize hayret bile edemiyorum gerçekten. Aslında eskiden nasıldı, onu da kestiremiyorum ya...
Erdemin nirvanasında. Yalan söylemiyorum dese de övüngen, kendine milyonlarca yalanı hayasızca sıralıyor. Sen mükemmelsin. Ve bu mendeburlar seni hak etmiyorlar. Hayatta bir yerlere gelemediysen seni hor gören bu insanlardır sebebi. Sana kalsa neler yapardın...çünkü sen iyi, dürüst, zeki, lider ruhlu güzide bir varlıksın. Bunu bilmeli ona göre davranmalı herkes!
En lezzetli yemeği yapan kadınlardan, rakiplerini alt eden güçlü erkeklerden ve bunların dahi zekasına sahip yavrularından bıktım usandım. Yemek olmamış diyemezsin . İş yerinde on para etmez adamın tekisin de diyemezsin. En fazla çocuğunuz zeki ama çalışmıyor cümlesini kurabilirsin. Onun için benim tatlı okurum, şunu söylemek lazım; hadi naş!
Etrafımda alıngan insana yer yok.
Alıngan yeri geldiğinde kendi egosunu kaşımak için, sen orada yokmuşsun gibi davranandır. Sevgisi, ilgisi sahtekardır. Biraz kafayı çalıştır göreceksin.
Hayat kısa. Bu değerli kavramın içini gerçek insanla doldurmalı. Doya doya gülmeli ve zevk almalı sevmekten. Sana kusurlarını gösterenlerden kaçma bir de...
Bırak ta adam lafını bitirsin!
sevgiyle...
Erdem denen şeyin ne olabileceği konusunda çok düşündüm. Erdem, bir şeyi çok istemene rağmen yapmamak mı? Bu olmamalı! Erdemin anlama yeteneği olduğuna karar verdim. Öyle olmalı , çünkü yalan söylememek erdem olamaz. Söylüyor. Susmuyor insan yalan söylüyor. Neden yalan söylendiğini anlayabilmek erdem. Bataklık kurutulunca çiçekler de açacak. Yalan söylüyorsa, sebebi kim? Sana söylüyor!
Ön yargısızlık. Alınmama. Aşılmaz ön yargısına prensip adını verenlere ayrıca uyuz oluyorum. Kısa sürede prensipleriyle baş başa bırakmaya bayılıyorum kendilerini...Olduğu gibi kabul edemediğim grupta alıngan, kırılgan ve mükemmelliğine dünyanın yuvarlaklığı kadar inanmış olanlar var. Terk etme, kaçma sebebi benim için.
Toplum olarak nası bir yere geldiğimize hayret bile edemiyorum gerçekten. Aslında eskiden nasıldı, onu da kestiremiyorum ya...
Erdemin nirvanasında. Yalan söylemiyorum dese de övüngen, kendine milyonlarca yalanı hayasızca sıralıyor. Sen mükemmelsin. Ve bu mendeburlar seni hak etmiyorlar. Hayatta bir yerlere gelemediysen seni hor gören bu insanlardır sebebi. Sana kalsa neler yapardın...çünkü sen iyi, dürüst, zeki, lider ruhlu güzide bir varlıksın. Bunu bilmeli ona göre davranmalı herkes!
En lezzetli yemeği yapan kadınlardan, rakiplerini alt eden güçlü erkeklerden ve bunların dahi zekasına sahip yavrularından bıktım usandım. Yemek olmamış diyemezsin . İş yerinde on para etmez adamın tekisin de diyemezsin. En fazla çocuğunuz zeki ama çalışmıyor cümlesini kurabilirsin. Onun için benim tatlı okurum, şunu söylemek lazım; hadi naş!
Etrafımda alıngan insana yer yok.
Alıngan yeri geldiğinde kendi egosunu kaşımak için, sen orada yokmuşsun gibi davranandır. Sevgisi, ilgisi sahtekardır. Biraz kafayı çalıştır göreceksin.
Hayat kısa. Bu değerli kavramın içini gerçek insanla doldurmalı. Doya doya gülmeli ve zevk almalı sevmekten. Sana kusurlarını gösterenlerden kaçma bir de...
Bırak ta adam lafını bitirsin!
sevgiyle...