Hakkımda

Fotoğrafım
hiçbir zaman eşkenar üçgenin dik açılarının toplamı ilgimi çekmedi.İlgimi çeken tek şey aramızda sinsice yaşayan pezevenklerdi....

14 Mayıs 2013 Salı

Yinede şahlanıyor aman

        Hava sıcak mı sıcak, Tahtakale dolaylarında çocuklarla sürtüyoruz.Hani şu, hiç ihtiyacın yokken torba torba alış-verişle çıktığın hediyelik eşya dükkanlarından birine girdik. İhtiyaç dahilinde olmayan tüketim, nirvana düzeyinde. Gözü dönmüş insanlar var etrafta. Zaten o kalabalıkta çocukları kaybederim paranoyası, çoktan esir almış beni. Tüketim manyaklığı demişken, ben de manyağım! Bir keresinde birbirinden sevimli, renkli, albenili onlarca şişe tıpacıyla eve döndüğümde, sevdiceğim sormuştu, ne yapacaksın bunlarla?!? Baksana ne şekerler ama..İyi de senin ağzını tıkayacağın şişen yok ki! Olsun! Olmasın! Çok güzeller...Elbet bir gün!
         Neyse işte, o tıklım tıkış hediyelik eşyayla dolu dükkanda Valide Sultan serisi denilen biblolara rastladık. Alınacak! Padişah serisini de alalılm dedik ancak ,padişahları tipsiz,çirkin, tilki vezir kılıklı yapmışlardı.Sevmedik. Valide Sultanlar da eciş bücüş kadınlardı gerçi. Acuze, fettan bakışları vardı. Ama renkli giysileri beynimizdeki tüketme merkezine sinyallerini yollamıştı bi kere. Kardeş bakar mısın, ne kadar acaba biblolar? 100 lira. Çüş hayvan! Sen ya temiz bi sopa yemedin, ya da 100 lira nasıl kazanılır haberin yok! Zekasını yediğim yeğenim  bunlar Askeri Müze'de 45 lira deyince, e dedim, Allah'ın enayisi ben miyim? Hadi düşelim yollara. O sıcakta! Tahtakale'den Harbiyeye'ye, bibloların üç katı para harcayarak Askeri müzeye ayak bastığımda, kendimde göte sürülecek akıl olmadığını bir kez daha anladım dostlarım. Taksi ayrı, giriş biletleri ayrı, fotoğraf çekebilmek için ayrı ödemeler gerçekleştirince ,amannn!! dedim, yattı balık yan gider...Tadını çıkar kızım.Yakışıklı, adonisli, ense traşlı resepsiyon görevlisi asker, Mehter Orkestrasının konserine katılmak istersek, saat 15 de bahçede hazır olmamızı ünledi.
          Askerlik ve savaş gibi sıkıcı  konuların objelerinin çocukları böylesi cezbedeceğini beklemiyordum. Ancak her zamanki gibi, beni yanılttı tabi sıpalar.Atatürk'ün okuduğu askeri okulda sıraları ellemek, kapıları açmak, resimler ve belgeleri görmek,heykellerle aynı havayı solumak çocuklara olağanüstü vatanperver cümleler kurduruyordu.Atatürk hem çok yakışıklı hem dahi hem en büyük özgürlük savaşcısı. Ortamın hijyenik disiplininden çok etkilendiler. Evde yedikleri çitosların boş paketlerini çöpe atmanın şerrinden koltuk minderlerinin arasına gizleyen çocuklar değiller sanki.Ya da bana öyle geliyor.Ortam o kadar tozsuz ki, açık kalp ameliyatı yapılır , o derece!  En nihayetinde Mehter Orkestrası için bahçeye çıkıldı.O ana kadar görmediğim onlarca yabancı ülke kişisi peydah oldu.  Kös aletinin elektronik yükselticiler eşliğinde  çalınmaya başlamasıyla vücudumdaki kan basıncı maksimum seviyeye çıktı diyebilirim.Gülbank çekildi..
allah allah eyvallah
baş üryan, sine püryan, kılıç al kan
bu meydanda nice başlar kesilir hiç olmaz soran
eyvallah eyvallah
kahrımız kılıcımız düşmana ziyan
kulluğumuz padişaha ayan
üçler yediler kırklar
gülbankı muhammed, nuh u nebi, kerem i ali
pirimiz hünkarımız hacı bektaş veli
demine devranına hu diyelim
huuu...... Ziller, zurnalar,borular, nakkareler ve davulların müthiş beraberliğinde üç adım atıp, yarım sağ yarım sol yaparak konser alanındaki yerlerine yerleştiler. Hepimizde tüyler diken. Ey şanlı ordu ey şanlı asker. Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın. Aman kelle koltuğunda üç gün savaştı, Allah Allah deyip geçti genç Osman of off!  Ceddin deden neslin baban,en kahraman Türk Milleti sözleriyle artık ben benlikten çıktım. Yürü Budin'e, Viyana'ya sefere deseler koşa koşa gidecek kıvama geldim doğrusu bu ya. Çocuklar desen, ha keza! Hayranlıkları bakışlarından süzülüyor.Japon turistlere yan gözle baktılar tehtidkar. İşte bizim atalarımız mı dediler için için, bilmiyorum. Sonrasında  Dolmabahçe kaçınılmaz olduydu da, oraya da varıp gelelim hele dediydik.
           Kıçı kırık biblolar neler yaşatmıştı bana durduk yere.100 liradan kaçayım derken 300 lira girmişti. Ama hepimizde vatan, toprak, devlet, güçlülük, korkusuzluk  şuuru yol buldu sanki yeniden.Akşam eve dönerken ve takip eden günler boyunca dilimde sadece şu nakarat vardı.
             Ceddin deden, neslin baban.
             En kahraman Türk Milleti.....
             Çocuklara sayfalarca kitap okutsan, söylev çeksen bu etkiyi yaratamazsın...Ey şekilsiz biblolar sen nelere kadirsin!!!    ve sen de  şunları dinleyebilirsin..
       http://www.youtube.com/watch?v=5jyf7uNlnH4 ,
       http://www.youtube.com/watch?v=JJ_N6_ZN3Kw
 
 
 
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok: